Dünyanın neresinde ve hangi şartlarda doğmuş olursa olsun, her insan pes etmemenin gücü ile sınırları aşarak başarıya ulaşabilir. Bazen yanı başımızda bir köy kadını, bazen dünyanın öbür ucunda bir CEO… Hepsinin ortak noktası ise çizginin dışına çıkarak, hayran bırakan bir başarıya imza atmış olması! Bugünlerde hemen herkes başarının formülünü arıyor! Ancak ilham veren bu hayatlar gösteriyor ki başarının formülü karşınıza engellerin çıkmaması değil! Öyleleri var ki karşısına bir engel çıktığında pes etmeyerek, kararlı ve istikrarlı şekilde yoluna devam ediyor. İşte, bu iç motivasyonu size yürekten hissettirecek 5 ilham dolu öykü…
- Sundar Pichai
Hindistan’da 2 Odalı Bir Evde Doğan Google CEO’su
Sundar Pichai, Hindistan’da iki odalı bir evde fakir bir ailenin oğlu olarak doğmuş bir isim. Daha çocukken, telefon numaralarını hafızasına kolayca kazıyor olması dikkat çekiyormuş. Hindistan’ın Hindistan Teknoloji Üniversitesi’nde Metalurji Mühendisliği’ni bitirmiş. Ancak hayalini kurduğu şey eğitimine Amerika’da devam etmek olmuş. Gel gelelim, ailesi böyle bir maddi olanağa sahip değilmiş. Babası, tüm ailenin birlikte tasarruf yapmasını sağlamış. Ardından tüm ailenin birikimlerinden oluşan bu tasarrufu toplayarak oğlunu 1993 senesinde Amerika’ya göndermiş. Onun için yapılan bu fedakarlığın hakkını veren Sundar, yüksek lisans eğitimini Amerika Stanford Üniversitesi’nde tamamlamış ve 2004’te Google’da çalışmaya başlamış. Ancak ona asıl başarıyı getiren Google Chrome fikrini geliştirmesi olmuş. Bu fikir ve ardından gelen tüm çalışmaları; 43 yaşında dünyanın marka değeri en yüksek firması olan Google’a CEO olmasını sağlamış.
- Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci
Korona Aşısını Buldu
Uğur Şahin ve Özlem Türeci, Türkiye’den Almanya’ya göç etmiş ailelerin çocukları…Türeci, aslen Rizeli; Şahin ise Hatay’da dünyaya gözlerini açmış. Uğur Şahin’in babası bir araba fabrikasında işçiymiş, oğlu Uğur Şahin ise ondan beklenmeyecek bir başarıya imza atarak dünyanın en önemli profesörlerinden biri olmayı başarmış. Türkçe “Genimet” kelimesinde ilham ile Ganymed adını verdikleri ilaç şirketini kuran ünlü çift, bugün Almanya’nın en zengin isimleri listesinde yer alıyor.
Ancak onların adını çok daha geniş kitlelere duyuran başarıları, pandeminin tüm dünyayı etkisi altına aldığı zorlu günlerde, var güçleriyle çalışarak dünyaya umut dolu bir haber vermeleri oldu. Çift, korona aşısını bulmayı başardı ve aşı otoritelerce uygun bulundu. İçinde bulunduğumuz pandemi koşullarında bizlere umut olmaları hem ilham verici hem de Türk insanı için gurur verici oldu…
- Abdullah Özkaya
Güvenlik Görevlisiyken Doktor Olmayı Başardı
Pamukkale Üniversitesi’nin güvenlik görevlisi olarak çalışan Abdullah Özkaya çok ilginç bir başarı öyküsüne sahip. Çünkü o, 2001 yılında güvenlik görevlisi olarak girdiği üniversiteden bir doktor olarak çıkmayı başardı! Tabii bu hiç kolay olmadı. Abdullah Özkaya, aynı yıl üniversite sınavına girerek PAÜ Tıp Fakültesi’ni kazanmayı başarmış ancak hem okuyup hem çalışmak oldukça zor olmuş. Bu süreçte gündüzleri okul, geceleri ise mesai ile geçmiş zamanı. Ancak, pes etmeden hedefi için çalışmaya devam eden Özkaya, tam 12 yıl sonra çalıştığı üniversiteden doktor olarak mezun olmayı başarmış.
- Zümran Ömür
Karst’a Peynir Müzesi Kurdu
Kars’ın Boğatepe Köyü’nde yaşayan Zümran Ömür, Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği’nin başkanı. Zümran Ömür, köylerindeki kadınların doktora gittiğinde bile kendisini ifade edemediğini fark etmiş ve dernekleri vasıtasıyla iletişim kursları, sağlık kursları, beslenme kursları aldırarak kadınlara yardımcı olmaya çalışmış.
Bu dernek, tıbbi bitkiler üzerine de çalışmalar yapmaya başlamış. Bir gün köylerine Hindistan’dan Vinot Kumar isimli bir doktor gelmiş ve Boğatepe Köyü kadınları bu doktor sayesinde köylerindeki endemik bitki türlerini öğrenmişler. Ardından Türk uzman hekimler de gelip bu bitkileri nasıl kurutmaları gerektiğini ve tıbbi değeri olan kremleri ve yağları nasıl üretilebileceklerini öğretmişler. Bitki literatürünü iyi kavrayabilmek için 1 sene Fransızca eğitim dahi almışlar.
2010 yılında ise Kars’ın tam 32 çeşit peynir türü olduğunu tespit ederek, bu türlerin gelecek nesillere aktarılması için peynir müzesi kurmuş. Bu müze aynı zamanda Türkiye’nin de ilk peynir müzesi olarak literatüre geçmiş durumda.
- Kadriye Eski
Kızlarının Çalıştığı Kafenin Patronu Oldu
Kadriye Eski İzmir’de yaşayan iki kız sahibi bir anne. Eski, kızlarının çalıştığı kafenin sahibi olmayı başararak ilham veren bir öyküye imza atmış güçlü bir kadın. Bir gün kızlarının patronları kafeyi devredeceğini söylediğinde akıllarına kafeyi almak gelmiş. Hatta kızları “Anne biz bu işi biliyoruz, yaparız.” demişler. Fakat maddi anlamda bir birikimi yokmuş. Bankadan kredi çekmek istemiş ancak kredi talebi reddedilmiş. Bu durum çok ağırına gitse de pes etmemiş ve başka yollar aramış.
Kafeyi nasıl alabileceğini düşünürken, ev sahibi olan bir arkadaşı vesilesiyle BİREVİM’i öğrenmiş. BİREVİM Eski’ye adeta ilaç gibi gelmiş. Bu sayede kızlarının çalıştığı iş yerinin sahibi olmayı başarmış.
Kadriye Eski’nin hikayesini kendi ağzından dinlemek için tıklayın…
